- Ferhat Boratav, Aşıklı Höyük Dostları Derneği Başkanı
5 ülkeden 11 sanatçının katılımıyla hazırlanan sergimiz Kazı İzleri / Lines of Site yakında açılıyor. 10 bin yıl önce Anadolu’dan yankılanan sesi duyurmak ve biraz da arkeoloji ve sanat meraklılarının yorumlarını duymak istiyoruz.
Seminerlere de davetlisiniz
Sergimizin 4 Şubat günü, İstanbul Ortaköy’deki Tarihi Hüsrev Kethüda Hamamı’nda açılacağını hatırlatmak istiyoruz. Bununla birlikte sanatçılar ve arkeologlar arasındaki diyalogu sürdürmek adına düzenlediğimiz seminerlere sizi de davet etmek istiyoruz.
Bugünün sanatçıları 10.500 yıllık Aşıklı’dan nasıl etkilendi? Geçmişi çağdaş sanat yolu ile nasıl anlatırız? 10.500 yıllık nesneler sanatçıların hayal güçlerini nasıl teşvik ediyor?
4 Şubat 18.00 – Eva Bosch, Dillwyn Smith, Anita Taylor, Gary Sangster
7 Şubat 18.00 – Şahin Domin, Leyla Emadi, Osman Nuri İyem, Fırat Arapoğlu
Galata Postane’ye gelin ya da youtube.com/postaneistanbul’dan izleyin. Sorularınızla, yorumlarınızla siz de katılın.
Dernek Başkanımız Ferhat Boratav’ın Aşıklı Dostları’na seslendiği bu çağrıyla sizi selamlıyoruz:
Değerli konuklar,
Sergimizi gezdikten sonra, içinde bulunduğunuz Kethüda Hamamı’ndan çıkıp, 30 dakikalık bir yolculuk yaparsanız, ders kitaplarında “taş devri” deyip geçtiğimiz Neolitik Çağ’a geleceksiniz.
Marmaray kazısı sırasında, Yenikapı’da, İstanbul yarımadasında yerleşimin tarihini 8200 yıl geriye götüren pek çok buluntu ortaya çıktı. Neolitik dönemin, dünyadaki en eski ve en zengin izlerinden bir kısmını bazılarını barındırıyor bu topraklar.
Bu zenginliği yorumlamak, anlamlandırmak için arkeologlar farklı disiplinlerden uzmanlarla birlikte çalışıyorlar. Çoğu kez bilim insanları, az örnekte de sanatçılar katılıyor kazı ekibine. Aşıklı Höyük’te de 2006’dan bu yana pek çok farklı alandan bilim insanı çalıştı. Ancak sanat, uzunca bir süre kazı ekibinde kendine yer bulamamıştı. Ta ki Katalan sanatçı Eva Bosch projeye katılana kadar. Eva’nın, 10 bin yıl öncesinin çatıdan girişli kerpiç evlerindeki gün ışığı, gölgeler, gölge oyunları gibi konuları ele almasıyla açılan yeni kapı, bizi bugüne getirdi.
Şimdi Aşıklı Höyük Dostları Derneği olarak, bu zenginleştirici deneyimi bir ileri aşamaya taşıyoruz. Avrupa Birliği’nin “Ortak Kültürel Miras: Türkiye ve AB arasında Koruma ve Diyalog” başlıklı hibe programının desteğiyle, Türkiye, Birleşik Krallık, ABD ve Kolombiya’dan 13 sanatçıyı, Prof. Mihriban Özbaşaran’ın liderlik ettiği arkeologlarımızla biraraya getirdik. Sanatın farklı kültür ve geçmişleri olan insanları birleştiren ortak bir dil olabileceğinden yola çıkarak, 13 sanatçının 10 bin yıllık kültürel bir değer olan Aşıklı Höyük’ün, günümüzde ne anlama geldiğini yorumlamalarını istedik.
Sanatçılar Aşıklı Höyük’ü ziyaret ettiler, Aksaray Müzesi’ndeki bulguları gördüler, kazı çalışmalarını, araştırma yöntemlerini yerinde, konunun uzmanı arkeologlardan öğrendiler. Gülağaç’ı, Güzelyurt’u, Aksaray’ı gezdiler, Orta Anadolu’nun bu güzel yöresini tanıdılar.
Ve Aşıklı Höyük’ün, Neolitik Çağ yaşamının, kültürünün düşündürdüğü, bazıları halâ cevaplanmamış sorulardan, sorunlardan hareketle eserlerini tasarladılar, ürettiler.
“Kazı İzleri” sergisi böyle oluştu, İstanbul’dan sonra, bu projedeki değerli ortaklarımız Birleşik Krallık/İskoçya’da Dundee Üniversitesi’ne, İspanya/Katalonya’da Barselona Özerk Üniversitesi’ne gidecek. Her üç kentte de kültürel miras, Anadolu Neolitiği, prehistorik sanat gibi konularda seminerler düzenlenecek.
Böylece, Aşıklı Höyük Dostları Derneği olarak, Aşıklı Höyük ve Anadolu arkeolojik mirasının ulusal ve uluslararası düzeyde tanıtılması, değer bulması amacımızı gerçekleştirmede önemli bir adım atmış oluyoruz.
Projenin diğer önemli amacını, yerelde yapılacak çalışmalar oluşturuyor. Aksaray’ın Gülağaç ilçesi ve çevresinde yaşayan çeşitli yaş gruplarından bireyler için, kültürel mirasın önemini, yerel kültürel değerlerin anlaşılması ve benimsenmesi konularını vurgulayacak eğitim çalışmaları olacak.
En önemli amacımız ise, sizi, bir keşif yolculuğuna çıkmaya ikna etmek. Aşıklı Höyük’ü kendi gözlerinizle görün. Ne değişmiş, ne aynı kalmış; insanın 10.000 yıllık tarihinden, bugün daha yaşanılır bir dünya için neler öğrenebiliriz; bu sefer de siz yorumlayın.
Karacaoğlan’ın 17. yüzyılda sorduğu bir soru vardır, halâ yankılanan:
“Sual eylen bizden evvel gelene
Kim var imiş biz burada yoğ iken”
O suale siz, bir de Aşıklı’da cevap arayın.