British Museum, koleksiyonundan 2.000’den fazla eserin çalındığının açıklanmasından haftalar sonra, eserlerin tespiti ve geri alınmasında gelinen noktaya ve eserleri kurtarmak için neler yapıldığına ilişkin ilk detaylı açıklamayı yaptı.
Açıklamaya göre çalınan eserlerden 60 adeti geri alındı, 300 eserin nerede olduğu tespit edildi, ve bunların da en kısa zamanda geri alınması bekleniyor. Ancak yaklaşık 1.600 eser halâ kayıp durumda.
Hırsızlık olayı sonrasında Kültür Bilincini Geliştirme Vakfı ve Tarih Vakfı’yla birlikte British Museum’a gönderdiğimiz Açık Mektup‘u web sitemizde okuyabilirsiniz.
Açık Mektup’a siz de change.org’da başlattığımız kampanyaya katılarak imzanızı atabilirsiniz: https://chng.it/wTLMTQXRhV
Çalınan eserlerin hemen hepsinin müzenin Yunan ve Roma koleksiyonundan çıkarıldığı, çoğunun MÖ 15. yüzyıl ve sonrasına tarihlenen altın takılar, yarı değerli taşlar ve camdan yapılmış mücevherler olduğu düşünülüyor.
Geri alınan eserlerin nasıl bulunduğu hakkında bilgi verilmedi, ancak bunlardan bir kısmının, hırsızlık şüphesiyle Müze’den uzaklaştırılan kıdemli küratör tarafından geri verilmiş ya da çalınan eserleri internet satış sitelerinde görüp ihbarda bulunan koleksiyonerler aracılığıyla bulunmuş olması muhtemel.
Çalınan eserlerin bulunması amacıyla British Museum web sitesinde yeni bir sayfa açıldı, ayrıca e-posta üzerinden bir ihbar hattı kuruldu.
Web sitesindeki sayfada kayıp eşyaların ayrıntıları değil ama benzerlerinin fotoğrafları ve künye bilgileri yer alıyor. Müze yetkilileri bu şekilde meraklıların “karşılarına çıkabilecek bazı eserlerin çalıntı olup olmadığını daha iyi tespit edebileceklerini” düşünüyorlar.
British Museum web sitesinde hırsızlık soruşturmasına destek olması için, “Kayıp Eserlerin Geri Alınması” başlığıyla yeni bir sayfa açıldı.
Ayrıca e-posta üzerinden bir ihbar hattı kuruldu: recovery@britishmuseum.org
Görünüşte, çalınan eserlerin ayrıntılarının ve fotoğraflarının kamuya açıklanmaması şaşırtıcı görünüyor, çünkü bu normalde sanat eseri hırsızlıklarından sonra başvurulan bir yöntem.
Dünyanın en büyük çalıntı sanat eseri veri tabanını yöneten, ve hırsızlık soruşturmasında British Museum’a destek veren Art Loss Register ise farklı düşünüyor. Art Loss Register şirketinin sözcüsü, “görselleri yayınlamak elinde çalıntı eser olanları tamamen yeraltına itebilir, ya da eseri ‘hurda değeri’ne satmak için tahrip edebilirler” dedi.
British Museum’dan çalınan eserler özelinde, mücevherlerdeki yarı-değerli taşların sökülmesi ya da altın veya gümüş yuva ve çerçevelerin eritilmesi ihtimali yetkilileri düşündürüyor olabilir.
Buna karşılık British Museum’daki durumu iyi bilen bazı uzmanlar, müzenin envanterindeki 8 milyona yakın eserin dijital kataloğunda ciddi eksikler olduğunu, çalınan eserlerin önemli bir kısmının fotoğrafı ya da ayrıntılı künyesinin envanter kayıtlarında olmayabileceğini belirtiyorlar. Aslında bu durum, çalınan eserlerin nasıl seçildiğini de açıklayabilir. Müzenin mütevelli heyeti başkanı, eski Maliye Bakanı George Osborne, “neyin kayıtlı olmadığı bilgisine sahip birinin, bu objeleri alıp götürmek konusunda büyük avantajı olur” demişti.
Art Loss Register, British Museum’dan çalındığı bilinen eserlerin kaydını tutuyor, ancak bu bilgilere yalnızca antika ve mücevher ticareti yapanlar erişebiliyor.
Bugün yapılan açıklamada, çalınan eserlerin tespiti ve geri alınmasına yardımcı olmak amacıyla, konunun önde gelen uzmanlarından bir ekip oluşturulduğu da duyuruldu. Ekipte Art Loss Register’in bir kıdemli yöneticisiyle Roma merkezli “Sanata Karşı Suçları Araştırma Derneği”nin başkanını da var. Diğer 12 üye ise çoğunlukla antik değerli taşlar ve mücevherler konusunda uzman isimler.
Müze, çalınan eserleri kurtarma operasyonu için Londra Büyükşehir Polisi ile de çalışıyor. Polis hırsızlık olayıyla ilgili ayrıca adli soruşturmayı da yürütüyor. Ancak olayın ortaya çıkmasıyla birlikte müzedeki görevinden uzaklaştırılan kıdemli küratörle ilgili polisinin yürüttüğü soruşturma ne aşamada, bu kişi hakkında bir iddianame hazırlanıyor mu, henüz bir açıklama yapılmadı.
British Museum’un hırsızlık konusunda yaptığı ilk kapsamlı açıklamanın detaylarını The Guardian ve The Art Newspaper‘in haberlerinden derledik.