PROF. UFUK ESİN’İ SAYGI VE ÖZLEMLE ANIYORUZ

Prof. Ufuk Esin, Türkiye arkeolojisinin önde gelen, ve en yenilikçi isimlerinden birisiydi. Prof. Halet Çambel’den devraldığı Prehistorya Kürsüsü’nü değişen arkeoloji anlayışını da kucaklayarak geliştirdi. 1989 yılında Aşıklı Höyük kazı başkanı oldu, Anadolu’nun en eski yerleşim yerlerinden birini ortaya çıkaran, kapsamlı ve çok-disiplinli çalışmaları yürüttü.

Başkanlığını yaptığı tüm kazı projelerinde sistemin işlerliğini sorgulamış, yenilenmesi ve değişiklikler yapılmasını tartışmaya açmış, kendi yetiştirdiği ve birlikte çalıştığı yeni kuşakları bu anlamda cesaretlendirmişti. Prof. Ufuk Esin’i, öğrencisi, meslektaşı ve Aşıklı Höyük’teki halefi Prof. Mihriban Özbaşaran’ın yazısı ve saygıyla anıyoruz.

Aşıklı Höyük ekibi, ikinci sezon, 1990 (Ufuk Esin, ayakta sağdan 5. / Oturanlar en sağda Prof. Mihriban Özbaşaran)

“19 Ocak 2008’de Ufuk Esin’i, dört yıl sonra yine bir Ocak günü (12 Ocak) Halet Çambel hocamızı kaybettik. Bu iki saygın bilim kadını İstanbul Üniversitesi Prehistorya Kürsüsü’nün kurucularından, ilklerinden. Kürsünün -daha sonraki adıyla Anabilim Dalı’nın- kurulması, kurumsallaşması, gelişmesi ve Türkiye tarihöncesi arkeolojisinde bir ekol oluşturmasını sağlayan iki öncü akademisyen kadın.

“İkisi de idealist, ikisi de kendinden önce kurumunu düşünen, öğrenci yetiştiren, karşısındakini dinleyen, derinlikli bilgi sahibi, sorgulayıcı, düşünen, tartışan bilim insanı. “Her ikisinin de öğrencisi oldum, her ikisinin de farklı anlayış ve yaklaşımlarını deneyimleme şansı elde ettim. İkisiyle de Fakülte dışında arazi çalışmalarına katıldım; evlerine girdim çıktım, kimi zaman özel alanlarına dahil oldum. Doktoramı yöneten Ufuk Hanım’ı Halet hocadan daha fazla tanıma imkanım oldu.

EDİTÖR ÖNERİSİ – UFUK ESİN: ARKEOLOJİYE ADANMIŞ BİR HAYAT


“İki hocanın farklı anlayış ve yaklaşımlarına tanık oldum; sorun çözme yöntemleri ve insan ilişkileri farklı idi. Ancak bu farklılık, kimi zaman karşıtlık, bize hep fikirsel ya da yöntemsel zenginlik olarak yansıdı. İkisinde de değişmeyen, derinlik, saygınlık, bilimsellik, vasatı red, ilkesellik, omurgalı duruş, özgünlük idi.

“Bu iki bilim insanını saygıyla, kadınlık zerafeti ve inceliği katarak yönettikleri Anabilim Dalı’nı derin bir özlemle anıyorum, arıyorum.”

  • Prof. Mihriban Özbaşaran