Bugün vefatının 15. yılında saygıyla andığımız Prof. Dr. Ufuk Esin, Aşıklı Höyük kazı ve araştırma projesinin temellerini atan arkeolog. 1989 yılında kurtarma kazısı için geldiği Aşıklı Höyük’te 2002 yılına kadar çalıştı.
Ufuk Esin, Türkiye arkeolojisinde, fen bilimsel yöntemlerin, yeni analiz araçlarının yoğunlukla kullanması, disiplinlerarası çalışma anlayışının, bütünsel bakış açılarının yerleşmesi gibi konularda öncü olmuş; ekip çalışmasına, bilgi ve deneyim paylaşmaya inanan bir bilim insanıydı.
Ufuk Esin’i, önce öğrencisi, sonra meslektaşı, Aşıklı Höyük kazı ve araştırma projesinde halefi Mihriban Özbaşan’ın, kendi arşivinden seçtiği bir belge ve yazısıyla anıyoruz.
Ufuk hocaya saygıyla, hasretle…
Ufuk hocayla beraber çekilmiş bir fotoğraf ararken, karşıma 38 yıllık bu mektup çıktı. Hocayla arazide bugüne kadar sürecek olan birlikteliğimiz 1983’te, Malatya’da İmamoğlu Köyü’nde, Değirmentepe kazılarında başlamıştı. Öğrenci olarak katılmıştım, iki sene sonra beni ‘tepe başı’ yapmıştı.
Değirmentepe’nin Karakaya baraj gölü suları altında kalmasından sonra Aşıklı Höyük’te kurtarma kazılarına başlayınca beni de ekibe çağırmıştı. İnişli çıkışlı ilişkimiz, kimi zaman karşılıklı küsmeli de olsa, hiçbir zaman saygınlığını yitirmedi. Benim ona saygım sonsuzdu, onun da bana güveni.
Tarihöncesi arkeolojisini seçmiş olmak benim için ne kadar doğru bir karar ise, Ufuk hocanın öğrencisi olmak – yüksek lisans ve doktora danışmanımdır- ve onunla birlikte çalışmak da o denli büyük bir şansmış benim için. Bilimselliğini, derinliğini, yansız tutumunu ve etik anlayışını çok fazla aradığım bu günlerde yetiştirdiği onlarca belki yüzlerce öğrencisinden biri olarak kendisini saygıyla ve hasretle anıyorum, arıyorum.
– Mihriban Özbaşaran
Prof. Dr. Ufuk Esin’in yaşam öyküsü ve arkeolojiye katkıları için okuyalım:
https://asiklider.com/ufuk-esin-arkeolojiye-adanmis-bir-hayat/